Küresel arz baskısı ve Rusya ihracat fiyatlarının zayıflaması buğday vadeli işlemlerini bushel başına 5 doların altına çekti. ABD hasat ve ekim verileri beklentilerle uyumlu ilerlerken, Rusya ve Ukrayna üretimindeki artış küresel arzı yükseltiyor.
Buğday vadeli işlemleri, ağır küresel arz baskısı ve Rusya’nın zayıflayan ihracat fiyatları nedeniyle Salı günü bushel başına 5 doların altına geriledi. Piyasalarda gözler, Cuma günü açıklanacak USDA arz-talep raporunda. Bu raporun ABD’nin üretim ve ihracat projeksiyonlarında değişiklikler getirmesi bekleniyor.
ABD’de ilkbahar buğday hasadının %85’i tamamlanmış durumda ve beklentilerin üzerinde seyrediyor. Kışlık buğday ekimleri ise %5 seviyesinde ve tahminlerle uyumlu ilerliyor. Rusya’da çiftçilerin şu ana kadar 105 milyon metrik ton hasat ettiği bildirildi; toplam üretimin 135 milyon tona ulaşması öngörülüyor. Ukrayna, 2026 kışlık tahıl ekimini genişletmeyi planlarken, kurak koşullar bazı bölgelerde ilerlemeyi yavaşlatıyor.
Kanada’da ise buğday stokları yıllık bazda %22 gerileyerek 4.1 milyon metrik tona düştü. Analist beklentilerinin altında kalan bu veri, küresel arz fazlasının etkisine rağmen piyasada kısmi bir denge arayışını gündeme taşıyor.
Küresel buğday piyasasında arz baskısı fiyatları geriletirken, Türkiye için un ve işlenmiş tahıl ürünlerinde rekabet avantajı doğuyor.
Küresel piyasalarda buğday fiyatlarının arz fazlası nedeniyle bushel başına 5 doların altına inmesi, Türkiye’nin un, makarna ve tahıl bazlı işlenmiş ürün ihracatı açısından yeni bir avantaj kapısı açıyor. Hammadde fiyatlarının düşük seyretmesi, Türk üreticilerin maliyet avantajı elde etmesini ve uluslararası pazarlarda daha rekabetçi fiyatlarla teklif sunabilmesini mümkün kılıyor.
ABD, Rusya, Ukrayna ve Kanada’da üretim hacimlerinin yüksek seyretmesi küresel arzı artırsa da, lojistik, kalite ve katma değerli ürün çeşitliliği Türkiye’yi farklılaştıran güçlü unsurlar olarak öne çıkıyor. Türkiye, özellikle Orta Doğu, Afrika ve Asya pazarlarında buğday unundan türetilen ürünlerde güvenilir tedarikçi konumunu pekiştirebilir.
Ayrıca, Ukrayna’daki kuraklık riskleri ve Kanada’nın düşen stokları, ilerleyen dönemde arz belirsizliği yaratabilir. Bu da Türk ihracatçılar için istikrarlı tedarik ve sürdürülebilir kalite avantajlarını ön plana çıkaracak bir fırsat sunuyor.