Röportaj: Hasan Önal / İhracat Genel Müdürlüğü – E-İhracat, Dijital Pazarlama,Davranışsal Kamu Politikaları ve Yeni Nesil Teknolojiler Daire Başkanı
Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunda e-ihracat, hem yeni fırsatlar hem de ihracatçılar için güçlü bir büyüme modeli olarak öne çıkıyor. Ticaret Bakanlığı, hem KOBİ’lere hem de büyük ölçekli firmalara rehber olacak yeni destek ve projeleri hayata geçiriyor. Hasan Önal’la, e-ihracatın geleceğini, destek modellerini ve sürdürülebilirlik stratejilerini konuştuk.
Hasan Önal, Türkiye’nin e-ihracat vizyonunu şu sözlerle özetliyor:
“Firmalarımızın yalnızca satış değil, tasarımdan paketlemeye, lojistikten müşteri desteğine kadar tüm süreçlerini dönüştürmelerini hedefliyoruz. E-ihracat ile işletmeler coğrafi sınırlara takılmadan dünya çapında ürünlerini satabiliyor. Bu da maliyetleri azaltırken kâr marjlarını yükseltiyor. Hedefimiz, Türkiye’yi küresel dijital ticaret ağlarının merkezlerinden biri haline getirmek.”
2022’de yürürlüğe giren 5986 sayılı E-İhracat Destekleri Hakkında Karar ile firmalar için kapsamlı bir destek paketi oluşturuldu.
Tüm bu kalemler destek kapsamına alındı. Bakanlık, ihracatçıların harcamalarının %50’sini, hedef ülkelerde ise %70’ini karşılıyor. Amaç, “firmaların operasyonel yükünü azaltarak stratejik kararlara odaklanmasını sağlamak.
2024’te devreye alınan E-Kolay İhracat Platformu (E-KİP), ihracatçılar için bir “pusula” görevi görüyor. 12 modüllük platformda; pazar analizleri, adım adım e-ihracat rehberi, dijital pazarlama araçları, eğitim içerikleri ve etkinlik takvimi bulunuyor.
Öne çıkan özelliklerden biri de Akıllı E-İhracat Robotu. Bu sistem, 20’den fazla yabancı pazaryerindeki verileri analiz ederek firmalara rekabet, fiyat ve ürün özellikleri hakkında anında bilgi sağlıyor. Ayrıca, yapay zekâ temelli Uzman Zekâ Chatbotu ile ihracatçıların soruları 7/24 yanıtlanıyor.
Bakanlık, KOBİ’lerin e-ihracatta karşılaştığı bilgi, finansman ve operasyon sorunlarını çözmek için E-İhracat Konsorsiyumları modelini geliştirdi.
Bu yapılar; depolama, dağıtım, iade yönetimi ve pazaryeri entegrasyonlarını tek çatı altında topluyor.
“Özellikle kadın ve genç girişimciler için büyük bir fırsat. Konsorsiyum, hem riski dağıtıyor hem de markalaşma sürecini hızlandırıyor” diyen yetkililer, modelin kapsayıcılığına dikkat çekiyor.
Bakanlık, çevresel duyarlılığı da sürecin merkezine yerleştirmiş durumda. Ambalajda çevre dostu çözümler, konsolide sevkiyat, yerelleştirilmiş iade noktaları gibi uygulamalar teşvik ediliyor. Amaç, “hem maliyetleri hem de çevresel etkiyi azaltmak.”
Depo otomasyonu, gerçek zamanlı izleme, dijital ikiz ve otonom taşıma sistemleri… Bakanlık, bu teknolojilerin müşteri deneyimini artırırken çevresel yükü de azalttığını vurguluyor. Türkiye’nin dijital altyapısının hızla geliştiğini belirten yetkililer, “firmalarımızın adım adım dijital dönüşüme uyumunu kolaylaştırıyoruz” diyor.
? Sonuç: Ticaret Bakanlığı, e-ihracatı yalnızca bir satış kanalı değil, Türkiye’nin küresel rekabette güçlü bir oyuncu olmasını sağlayacak stratejik bir araç olarak görüyor. Destek modelleri, dijital platformlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla firmalara “geleceğin ticaret ekosistemine hazır olun” mesajı veriyor.